Sirkecideki Escortla Sikişin Köküne Bin

Sirkeci, İstanbul’un tarih kokan semtlerinden biri, Haliç’in kıyısında, Eminönü’nün hemen yanında uzanan dar sokaklarıyla adeta bir açık hava müzesi. Gündüzleri, Sirkeci Garı’ndan gelen tren sesleri, turistlerin fotoğraf çekerken attığı kahkahalar ve sokak satıcılarının “Taze balık ekmek!” bağrışlarıyla dolup taşıyor. Kemeraltı Çarşısı’ndan yükselen baharat kokuları, tramvayın zili ve martıların çığlıkları semtin ruhunu tamamlıyor. Haliç’in mavisi, taş binaların arasında bir ayna gibi parlıyor; rüzgar, denizin tuzlu kokusunu sokaklara taşıyor. Gündüz, bu semt bir telaş ve nostalji tablosu sunuyor. Ama güneş battığında, Sirkeci’nin havası değişiyor; sokak lambaları taş duvarları aydınlatıyor, gölgeler uzuyor ve semt, gizli bir tutkuyla uyanıyor. İşte tam bu anda, eskort Ece ile tanıştım. Ece, Sirkeci’nin tarihi dokusunu alıp ateşli bir zevk şölenine çeviren kadın. Onunla geçirdiğim gece, bu semtin taş döşeli yollarında unutulmaz bir tutku hikâyesine dönüştü.

Gündüz Martı Çığlıkları, Gece Ece ile Sikim Alevleniyor

Gündüzleri Sirkeci, bir yaşam tablosu gibi. Sirkeci Garı’nda turistler eski tren vagonlarının önünde poz verirken, Hoca Paşa Camii’nin avlusunda çay içenler sohbet ediyor. Tramvay, dar sokaklardan geçerken ziliyle ritim tutuyor; balık ekmek kokusu, Eminönü’den Sirkeci’ye kadar yayılıyor. Denizden esen serin rüzgar, yüzleri okşuyor; martılar, Haliç üzerinde süzülerek semtin enerjisini yükseltiyor. Ancak gece çökünce, Sirkeci başka bir kimliğe bürünüyor. Sokaklar sessizleşiyor, loş ışıklar taş binaları sarıyor ve semtin ruhu gizli bir arzuyla doluyor. İşte bu noktada Ece devreye giriyor. Bir eskort olarak, sikimi Sirkeci’nin tarihle buluştuğu bu eşsiz atmosferde tutku ve zevkin kollarına bırakıyor. Onunla geçirdiğim her an, semtin nostaljisini bir ateş fırtınasına çevirdi.

Ece’nin Amıyla Sikim Sirkeci’de Tutkunun Taş Yollarında

Ece, yirmilerinin sonunda, uzun kumral saçları dalgalı, ela gözleriyle sikimi büyüleyen bir kadın. Sirkeci’nin eskortu olarak, tarihin ve ateşin eşsiz bir karışımı. İlk karşılaştığımızda, üzerinde sade ama çekici bir gri elbise vardı; kumaş, bedenine öyle bir oturmuştu ki, her hareketinde kıvrımları belirginleşiyordu. Dolgun kalçaları, ince beli ve pürüzsüz teniyle doğal bir cazibe yayıyordu. Sikimi gördüğünde gözlerinde bir ışık parladı, dudakları hafifçe kıvrıldı ve “Sirkeci’yi benimle keşfetmek ister misin?” diye sordu. Sesi, hem yumuşak bir esintiyi andırıyor hem de içimde bir volkan patlatacak kadar baştan çıkarıcıydı. Onunla geçireceğim gece, Sirkeci’nin taş döşeli sokaklarından yükselen bir tutku dansına dönüşecekti; bunu daha ilk anda hissettim.

Evde Ece ile Sikim Sirkeci’de Ateşin İlk Nefesinde

Her şey, Sirkeci’deki eski bir binanın yenilenmiş dairesinde başladı. Ece beni kapıda karşıladı; gri elbisesi yerini siyah bir saten sabahlığa bırakmıştı. İçeri adım attığımda, evin havası denizin tuzlu kokusu ve hafif bir lavanta esintisiyle doluydu. Duvarlarda siyah-beyaz İstanbul fotoğrafları asılıydı; taş detaylar, modern ahşap mobilyalarla uyum içindeydi. Pencerelerden Haliç’in ışıkları süzülüyordu; dışarıda martı sesleri hâlâ yankılanıyordu, ama gecenin sessizliği içeriyi sarmıştı. “Burası benim saham,” dedi Ece, sikime bakarak gülümsedi. “Bana bırak kendini, Sirkeci’nin ruhunu teninde hisset.” Elini göğsüme koydu, yavaşça yaklaştı ve kulağıma fısıldadı: “Bu semtin nostaljisi bende ateşe döner.” Saten sabahlık yere düştü, altında sadece ince bir dantel külot vardı. Bacakları zarif ve uzun, teni ise Haliç’in ışığında parlayan bir inci gibiydi. Sikim ona doğru çekildi, nabzım hızlandı, içimde bir tutku dalgası yükseldi.

Ece, “Yavaş ol,” dedi, parmaklarını boynumdan göğsüme indirerek beni kanepeye oturttu. Önümde diz çöktü, gözlerimin içine bakarak sikimi eline aldı. Önce nazikçe okşadı, parmaklarının sıcaklığı tenimde yayıldı. Sonra dudaklarını yaklaştırdı, dilinin ucuyla sikimin çevresinde yavaşça dolaşmaya başladı. Her hareketi bir sanat gibiydi; sabırlı, kontrollü ama aynı zamanda vahşi bir tutkuyla dolu. Kanepe hafifçe titredi, evin sessizliği nefeslerimle doldu. Ece sikimi ağzına aldığında, Sirkeci’nin sakinliği tamamen kayboldu; yerini ateşli bir zevk şovu aldı. Dudakları sikimin etrafında kayarken, diliyle küçük daireler çiziyor, beni adım adım çıldırttı. “Beni hisset,” diye mırıldandı, gözlerindeki tutkuyla sikimi daha derinlere çekti. O an, Sirkeci’nin tüm tarihini onun dudaklarında yaşadım.

Sirkeci Sokaklarında Ece’nin Götüyle Sikim Tarihle Buluşuyor

Evden çıktık, Sirkeci’nin dar sokaklarında gece bambaşka bir havaya büründü. Sirkeci Garı’nın ışıkları uzaktan göz kırpıyordu, taş binalar sokak lambalarının gölgesinde gizemli bir siluet çiziyordu. Serin bir rüzgar tenimizi yalıyordu, Ece ise yanımda zarif adımlarla yürüyordu. “Sirkeci eskort geceleri burada başlar,” dedi ve bir anda durdu. Elbisesini yavaşça sıyırdı, altında hiçbir şey yoktu. Dolgun kalçaları sokak lambasının ışığında parladı, sikimi adeta mıknatıs gibi kendine çekti. “Benden kaçamazsın,” diye güldü, bacaklarını hafifçe araladı.

Etrafta kimseler yoktu; gece, Sirkeci’yi tamamen bize bırakmıştı. Ece bir taş duvara yaslandı, sikimi eline aldı ve “Burası benim sahnem,” dedi. Taşların soğukluğu tenine değiyor, o ise sıcacık bir enerji yayıyordu. Sikimi amına yönlendirdi, yavaşça kendini bana sundu. Sessizlik, inlemelerimizle doldu; Sirkeci’nin tarihi sokakları, tutku dolu bir dansın sahnesi oldu. Ece’nin kalçaları hareket ettikçe, sikim onun ritmine kapıldı. “Daha derin,” diye fısıldadı, elleriyle beni kendine çekti. Rüzgar saçlarını savuruyor, teni taşlara sürtünüyordu. Her hareketimde, Sirkeci’nin taş döşeli yollarının tarihini, denizin kokusunu, semtin ruhunu bedenimde hissettim. Ece başını geriye attı, “Beni böyle yaşa,” diye inledi, ve o an tüm kontrolü ona bıraktım.

Jakuzide Ece ile Sikim Sirkeci’de Suların Ateşli Dansında

Gece ilerledi, Ece beni jakuziye götürdü. Sirkeci’de, Haliç’e bakan bir dairenin geniş banyosunda, köpükler havada uçuşuyordu. Camdan dışarı baktığımda, Haliç’in ışıkları bir yıldız denizi gibi parlıyordu. “Su benim tutku alanım,” dedi Ece, çıplak teni köpüklerle kaplanmıştı. Jakuziye adım attı, suyun sıcaklığı bedenini sardı. Sikimi yakaladı, önce elleriyle okşadı, parmakları suyun içinde kaygan bir dans sergiledi. Sonra dudaklarını yaklaştırdı, ağzına aldı, emdi, yaladı. Her hareketi suyun dalgalarıyla uyum içindeydi; sikim onun ağzında kaybolurken, köpükler Eritrafımızda dans ediyordu.

“Beni basit sanma,” dedi, sesi suyun şırıltısına karıştı. Jakuzide su dalgalanıyordu, Ece götünü bana sundu. “Sikini benden alamazsın,” diye fısıldadı, köpükler arasında pozisyon aldı. Amı sikimi yuttu, suyun sıcaklığı ve onun teni birleşince zevk katlanarak büyüdü. Ellerim kalçalarına yapıştı, her hareketimde su çalkalandı, inlemeleri köpüklere yayıldı. Jakuzi, Sirkeci’nin sakinliğini unutturan bir tutku girdabına dönüştü. Ece’nin bedeninde kaybolurken, suyun sesi, onun nefesi ve benim inlemelerim birleşti; zaman adeta durdu. “Daha hızlı,” diye inledi, ve ben de onun ritmine uyarak zevki doruklara taşıdım.

Terasta Ece ile Sikim Sirkeci’de Rüzgârla Tutku Buluyor

Gece bitmedi, Ece beni terasa çıkardı. Sirkeci uyurken, rüzgar tenimizi serinletiyor, uzaktan martı sesleri hafifçe duyuluyordu. “Teras benim sahnem,” dedi, çıplak bedenini rüzgara açtı. Deniz kokusu burnuma dolarken, Ece korkuluğa yaslandı, bacaklarını araladı. “Sikini bana ver, geceyi göklere çıkaralım,” diye inledi. Sikim ona çekildi, amı beni içine aldı. Rüzgar saçlarını savuruyor, teni ay ışığında parlıyordu.

“Durma,” dedi, hareketleriyle zevki katladı. Rüzgar sesi inlemeleriyle birleşti, sikim derinlere gömüldü. Terasta, Sirkeci’nin tüm enerjisini bedenimde hissettim; Ece’nin ritmi, Haliç’in dalgalarıyla birleşiyordu. Ellerim kalçalarını sıkıca kavradı, her hareketimde zevk dalgaları bedenimi sardı. Ece başını geriye attı, “Sirkeci’yi böyle hisset,” diye fısıldadı. O an, semtin tarihini, denizini, gecesini onun bedeninde yaşadım. Rüzgar tenimizi yalarken, zevk doruğa ulaştı; Ece’nin inlemeleri Sirkeci’nin sessizliğini tamamen ele geçirdi.

Yatak Odasında Ece ile Sikim Sirkeci’de Zevkin Muhteşem Finalinde

Sabaha doğru yatak odasına geçtik. Sirkeci’nin manzarası odayı sararken, Ece yatağa uzandı. Beyaz çarşaflar üzerinde, çıplak bedeni bir sanat eseri gibiydi. “Sirkeci eskort gecesi burada zirveye ulaşır,” dedi, bacaklarını açtı. “Sikini bana teslim et.” Teni sımsıcaktı, amı sikimi kavradı. “Nostaljiyi unut, ben tutku sunarım,” diye fısıldadı. Götü sikimi çağırdı, hareketleri hem yumuşak hem vahşiydi.

Yatak odası, inlemelerimizle doldu. Ece’nin elleri bedenimde geziniyor, dudakları boynuma değiyor, her dokunuşu zevki artırıyordu. Sikim onun içinde kayarken, Sirkeci’nin tüm enerjisi odada toplanmış gibiydi. “Bitmesin,” diye inledi, ama final kaçınılmazdı. Hareketlerim hızlandı, Ece’nin nefesi kesildi, bedenlerimiz birleşti ve gece muhteşem bir dorukla kapandı. Yatağa uzandığımızda, Sirkeci’nin sessizliği geri dönmüştü, ama içimde Ece’nin ateşi hâlâ yanıyordu.